DÜŞÜNCE KÖRLÜĞÜ
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn DÜŞÜNCE KÖRLÜĞÜ Başarıya ulaşan insanların en belirgin ortak noktalarından biriside, hayallerini zihinlerinde yaşamak ve onları canlı bir […]
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn DÜŞÜNCE KÖRLÜĞÜ Başarıya ulaşan insanların en belirgin ortak noktalarından biriside, hayallerini zihinlerinde yaşamak ve onları canlı bir […]
Başarıya ulaşan insanların en belirgin ortak noktalarından biriside, hayallerini
zihinlerinde yaşamak ve onları canlı bir şekilde imgelemektir. Düşünmenin ve
düşünceye inanmanın davranış üzerinde etkisi ile alakalı yüzlerce deney
yapılmış ve sonuçları kayıt altına alınmıştır. Düşüncenin gücü üzerine yüzlerce
kitap yazılmış ve sadece bu sahada çalışma yapan binlerce görevli oluşmuştur. Çünkü
her eylemin atası düşüncedir.
Bir memleketi fethetmek için artık
savaş aletlerine gerek olmadığını, 5 yıllık düşünce çalışması yaparak o memleketin
her zerresini ele geçirilebileceğini bilmelisiniz. Asrımızda tüm çalışmaların
bu pencereden işlendiğini de unutmayın, eğer düşüncenizi yönlendirirlerse artık
sizi ele almışlar demektir.
Hiç unutmam tv kanallarında aynı anda
başlayan evlendirme programları, aile içi yaşanan ilişkilerin işlendiği kaynana
gelin muhabbetleri, dizilerde işlenen konuların aynı vezin üzerinde işlenmesi.
Sonuç 5 yıla kalmadan kalıba girmiş bir düşünce toplumu.
80 milyon insanız ama üretemiyoruz, neden?
Çünkü bir olay hakkında hepimiz aynı düşünüyoruz. Herkes aynı şeyi düşünüyorsa
aslında kimse bir şey düşünmüyordur. Körleştirilmiş
bir düşünce toplumu üretemez, tüketim merkezli yaşamayı tercih eder.
Bir hocamın bana anlattığı bir
hatırayı paylaşmak isterim,
Bir gün uçakta seyahat halindeyken yanıma
top sakallı iyi giyimli birisi oturdu. Kendisiyle tanıştıktan sonra ne işle
meşgul olduğunu sordum. Bana sosyolog olduğunu söyledi, ben de “Bizim
memlekette sosyologlar pek iş bulamazlar, Amerika da Sosyologlar ne iş yapar”
diye sordum. Adam gayet ciddi bir ses
tonuyla “Biz geleceğimizi şekillendiririz” dedi ve devam etti “Kendi gruplarımız
ve çalışma takvimlerimiz mevcut, bu süreçte memleketin vaziyetini takip ederiz,
eğer istenilenden başka yere kayma varsa yetkililerle paylaşır düzene sokarız.”
Merakım iyice artınca tekrar sordum “Bunu nasıl
yapıyorsunuz?” adam gözlüğünü takıp cevap verdi ”Bak dostum geçen ki toplantıda,
asker kayıtlarının azaldığını tespit ettik, dizi ve filim yapımcıları ile bir toplantı
düzenledik, önümüzdeki 2 yıl boyunca dizi ve filmlerin asker ağırlıklı olması
gerektiğini, bunun bir devlet meselesi olduğunu anlattık. Başrol oynayan
oyuncular yakışıklı, zengin, büyüleyici, herkes tarafından sevilen bir karakter
olarak tanıtıldı.
Ne kadar tanıdık geldi değil mi televizyon
programları?
Yaşanan olayı olduğu gibi aktardım, insanların
düşüncesine hükmederseniz topluma hükmedersiniz.
Düşünce o kadar gücüdür ki, eğer
birini devamlı düşünüyor ve aklınızdan çıkaramıyorsanız, bilin ki aslında o da
sizi düşünüyordur ve aklındadır.
Düşünce gücünün fizyolojiye ne kadar
etki ettiğini ispatlamak için çalışma yapan Avusturyalı psikolog Alan
Richardson, üç ayrı grup basketbol oyuncusunun serbest atış yeteneğini
incelemiş, sonra ilk gruba günde yirmi dakika serbest atış çalışması yapmasını
söylemiştir.
İkinci gruptan hiçbir çalışma
yapmamasını isteyen Richardson, üçüncü gruptan da, günde yirmi dakika boyunca,
kusursuz serbest atışlar yaptıklarını düşünmelerini istemiştir. Richardson’ın
elde ettiği sonuçlara göre, hiçbir şey yapmayan grup, doğal olarak hiçbir
gelişme göstermemiştir.
İlk grup ise %24’lük bir gelişme göstermiştir.
İşin önemli kısmı olan üçüncü grup, yalnızca düşünce gücüyle %23’lük
gelişme göstermiştir ki; bu hemen hemen antrenman yapan grubun başarısıyla eşdeğerdedir.
Çağımızda bunun farkına varan bir çok
spor kulübü, mental antrenman adı altında sporcularına düşünce ve psikolojik
terapi de uygulamaya başlamıştır.
Benzer bir deneyi de başka bir psikolog, kano yarışlarında uygulamış ve yarışa hazırlanan sporcularda denemiştir.
Bir grup sporcu 1 km’lik mesafe için kürek çekerken, beyin aktiviteleri
incelenmiştir. Diğer sporcu grubuna ise sadece kürek çekenler izletilmiş ve
kendilerinin o şekilde kürek çektiklerini düşünmeleri istenmiştir.
Sonuç olarak her iki grubun beyin
aktiviteleri karşılaştırılmış ve şaşılacak sonuç açığa çıkmıştı. Çünkü her iki
grubunda beyin aktiviteleri, aynı şekilde çalışmış ve aynı enerjiyi harcamıştı.
Yani izleyenler sadece düşünerek spor yapmışlardı.
Yani bizler düşünceden ibaretiz iyi veya kötü diye bir şey yoktur bizim o olay hakkında ki düşüncemiz ve yorumlarımız vardır.
Bu yüzden düşündüğün kadar varsın.