FAZLA BİLGİ: GEREKSİZ BİLGİ ZARARLI MI?
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn FAZLA BİLGİ: GEREKSİZ BİLGİ ZARARLI MI? Bilgi çağında yaşadığımız günümüzde, bilgiye erişim hızlı ve kolaydır. İnternet ve dijital teknolojiler, bilgiyi […]
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn FAZLA BİLGİ: GEREKSİZ BİLGİ ZARARLI MI? Bilgi çağında yaşadığımız günümüzde, bilgiye erişim hızlı ve kolaydır. İnternet ve dijital teknolojiler, bilgiyi […]
Bilgi çağında yaşadığımız günümüzde, bilgiye erişim hızlı ve kolaydır. İnternet ve dijital teknolojiler, bilgiyi parmaklarımızın ucuna getirir. Bu durum, bilgi birikimimizin artmasına ve insanlığın bilgi düzeyinin yükselmesine büyük katkı sağlamıştır. Ancak, bazen bu bolluk içinde kaybolabilir ve gereksiz bilgi yığınlarına kapılabiliriz. İmamı Gazali’nin eserlerinden aldığımız ilhamla, fazla bilginin insanın zihnine ve hayatına zarar verdiğini ispatlayabiliriz.
Eğitim, kültür ve araştırma alanlarındaki gelişmeler, bilgiye ulaşmanın artık sorun olmadığı bir dönemi başlattı. Ancak, gereksiz ve anlamsız bilgi yığınları içinde boğulmak, insanın gerçek hedeflerini belirlemesini engelleyebilir ve zamanını verimli kullanmasını zorlaştırabilir. İmamı Gazali, “İlmin amacı, insana doğruyu öğretmek ve onu yola getirmektir.” derken, bilginin, hayatı yönlendiren bir ışık olması gerektiğini vurgulamıştır. Ancak, gereksiz bilgi karmaşasının gözlerimizi kör ettiği bir gerçektir.
Gazali, “İlim, irfan sahibi olmayı gerektirir.” der. Bu bağlamda, bilginin sadece bilgi birikimi değil, anlamlandırılması ve içselleştirilmesi gerektiği ifade edilir. Fazla bilgi, insanın zihnini dağınıklığa sürükleyebilir ve bilgi kirliliği yaratabilir. Bu durumda, bilgi düşmanına dönüşür ve doğru bilgiyi bulmak zorlaşır. Böylece, insanın gerçek bilgiye ulaşma arzusu azalır ve yanlış yönlere sapabilir.
Zamanın büyük bir kısmını gereksiz bilgi taramasıyla harcamak, insanın üretkenliğini ve gelişimini engelleyebilir. Bilgi bombardımanı altında, kendi iç sesimizi duyamaz hale geliriz. İmamı Gazali, “Kendini bilen Rabbini bilir.“ sözüyle, insanın önce kendi iç dünyasını keşfetmesi gerektiğini vurgular. Ancak fazla bilgi gürültüsü içinde, kendi benliğimizi tanıma fırsatını kaçırabiliriz.
Ayrıca, gereksiz bilgi yığınları, zihnimizin yorulmasına ve dikkatimizin dağılmasına neden olabilir. İnternetin sunduğu sonsuz kaynaklar arasında gezinirken, asıl önemli olan konulardan uzaklaşabilir ve derinlemesine düşünmek yerine yüzeysel bilgilerle yetiniriz. İmamı Gazali’nin “Bilgi gönlün nurlanmasına vesiledir.” sözüyle ifade ettiği gibi, bilgi, insanın kalbini aydınlatmalı ve ruhsal gelişimine katkı sağlamalıdır. Ancak, gereksiz bilgi yığınları, insanın kalbini karanlıkla doldurabilir ve ruhsal açıdan zayıflatır.
bilgi çağında yaşarken bile, gereksiz bilgi yığınlarına kapılmamak önemlidir. İmamı Gazali’nin eserlerinden aldığımız ilhamla, bilgiyi sadece bilgi olarak görmemeliyiz; aynı zamanda anlamlandırmalı, içselleştirmeli ve doğru bilgiye yönlendirmelidir. Bilgi, insanın gerçek hedeflerini belirlemesine ve hayatını düzenlemesine yardımcı olmalıdır. Fazla bilgi karmaşasından uzak durarak, kendi iç dünyamızı keşfedebilir, üretkenliğimizi artırabilir ve ruhsal açıdan güçlenebiliriz. Bu sayede, bilgi, gerçek anlam ve değer kazanır ve insanın hayatına gerçek anlamda bir katkı sağlar.