admin

NAMAZINI GEÇ KILAN ÇOCUK İBRETLİK

Facebook Twitter Pinterest LinkedIn        NAMAZI GEÇ KILAN ÇOCUK Ninesi çocuğu yine uyarmıştı; -Kalk namazını kıl evladım. Ezan okundu. Çocuk umursamadı, -Tamam, şimdi […]

 

 

 

 

NAMAZI GEÇ KILAN ÇOCUK

Ninesi çocuğu yine uyarmıştı;

-Kalk namazını kıl evladım. Ezan okundu.

Çocuk umursamadı,

-Tamam, şimdi kılarım, diye geçiştirdi.

Ninesi namaza başladı. Her zamanki gibi yine huşu
içinde, Allah’ın huzurunda olmanın verdiği rahatlıkla namazını eda ediyordu. Fakat
ya kendisi? Kendisine ise o kadar ağır geliyordu ki namazı saatinde kılmak. Sanki
üstüne tonlarca yük biniyordu. Ninesi namazını bitirdikten biraz sonra çocuk
saate baktı. Yatsıya 15 dakika kalmıştı. Hemen yerinden fırladı ve alelacele
abdest aldı. Daha eli yüzü kurumadan namaza durdu. Zar zor da olsa namazını
yetiştirdi.

Ertesi gün çocuk okuldan geldi. Çok yorgundu. Hemen oturdu.
Namazı daha sonra kılacaktı yine. Bayağı bir süre televizyonun başında oturdu. Bir
ara gözü saate ilişti. Yatsıya 15 dakika kalmıştı yine. Hemen abdest alıp
namaza durdu. Alelacele namazını eda edip duaya koyuldu. Çok yorgundu. Gözleri
iyice kapanıyordu. Daha fazla dayanamadı. Olduğu yerde uyuyakaldı.

Birden mahşer yerinde buldu kendini.

Çok korkunçtu. Daha
önce anlatılanlardan, duyduklarından nasıl bir yer olduğunu az çok kafasında
canlandırmıştı, az çok nelerle karşılaşacağını öğrenmiş fakat hiç bu kadar
korkunç ve dehşet verici bir şey olacağını tahmin edememişti. İki melek girdi
koluna. Bunlar mahşer melekleri idi. Onu amellerin tartıldığı meydana
götürdüler. Bütün insanlar orda idi. Şu ana kadar var olmuş bütün insanlar.

Daha önce yaptıkları gözünün önünden geçmeye başladı. Allah’a
şükürler ediyordu. Çünkü şimdiye kadar etrafındakilerin hepsi namazlarını
kılan, ibadetlerini yerine getiren insanlar idi. Hep böyle kişilerin içinde
geçmişti ömrü. Ayrıca kendisi de her zaman namazını kılardı.

Sorgu sırası ona gelmişti. Ameller tartıldı. Sonucu
bekliyordu. Her tarafı ter içinde idi. Acaba nereye gidecekti. Birden hiç
ummadığı bir şey oldu. Adı cehennemlikler listesinde okundu. Donakaldı. Artık
ne elleri ne de ayakları tutuyordu. Dizlerinin üstüne çöktü. Terler sel gibi
boşalıyordu.

-Hayır, dedi. Olamaz! Ben hep namazımı kıldım, ibadetlerimi yaptım, bir
olan Allah’a inandım. Nasıl olur da cehennemliklerin arasında olurum, dedi.

Melekler kolundan tuttular. Cehenneme doğru
götürüyorlardı. Cehennemin önüne geldiler ve çocuğu oraya attılar. Çukura
düşüyordu. Aşağısı ateşten ibaretti.

Fakat düşmesine çok az kala biri onu kolundan tuttu ve
yukarı çekti. Onu tutan ak sakallı ve temiz yüzlü biri idi.


Çocuk biraz korku biraz da şaşkınlıkla karışık kimsin sen, diye sordu.

-Ben
senin namazlarınım, dedi ak sakallı adam.

-Niye geç kaldın. Az daha yanıyordum, dedi çocuk.

-Biliyorum.
Hatırladın mı dünyada iken sen de beni hep geç bırakırdın, dedi.

Çocuk birden bir ses duydu. Uyandı. Yatsı ezanı idi
bu. Gördüklerinin rüya olduğunu anlayınca derin bir soluk aldı. Sevincinden
nerede ise ağlayacaktı. Hemen yerinden fırladı ve abdestini aldı. Güzelce elini
yüzünü yıkadı ve namazını vaktinde kıldı…