TEFEKKÜRÜN IŞIĞINDA HAYATIN ANLAMI
İnsanlık, varoluşunun derinliklerinde daima hayatın anlamını arama ihtiyacı duymuş, bu evrensel soru insanların düşünürleri, sanatçıları, din bilginleri ve sıradan insanları meşgul etmiştir. Hayatın anlamı, insanın doğasında kaynayan bir içsel zorunluluktur. Ancak, bu anlamı bulmak, her zaman kolay bir görev değildir. Hayatın anlamını bulmak için öncelikle hayatı anlamak gerekmektedir. İşte bu noktada, tefekkürün ışığı, bize rehberlik eden bir yıldız olabilir.
Tefekkür kelimesi, düşünmek, akıl etmek, fikir yürütmek gibi anlamları içinde barındırır. Ancak, daha derin bir anlam taşır. Tefekkür, bir konuyu ele alırken yüzeydeki bilgilerle yetinmeyip, bunların ötesine geçmeyi ifade eder. Tefekkür, olayların nedenlerini, sonuçlarını, ilişkilerini ve anlamlarını araştırmayı içerir. Bu sadece zihinsel bir uğraş değil, aynı zamanda ruhsal bir yolculuktur. Öyle ki Kuranı Kerim de Rabbimiz 137 yerde olaylara ve kâinata tefekkürle bakmaya davet ediyor. Mikro kozmozdan makro kozmoza kadar yaratılan ve yaratılacak olan her şeyin temelinde tefekkür olduğu aşikardır.
Hayatın anlamını bulmak için tefekkür etmek gerekmektedir. Tefekkür, bize sunulan olayları ve verileri sadece yüzeyde gözlemlemekle yetinmeyip, bunların ötesindeki gerçekleri keşfetmek anlamına gelir. Tefekkür, karşımıza çıkan sorunları kabullenmek yerine onları aşmak için çözümler üretmeyi içerir. Tefekkür, nimetlere sadece tüketici bir bakış açısıyla yaklaşmak yerine şükranla dolu bir kalple yaklaşmayı ifade eder. Simone Weil in dediği gibi ‘’ Ağacın kökleri göktedir’’ bütün ağaçlar gıdasını gökten alır, gökten irtibatı kesilmiş hiçbir ağaç yaşayamaz. Yani ağaca bakarken bile köklerin sema ile bağlantısını anlamak ve bu tefekkür erdemine ulaşmak, hayatı anlamlandırmamızın en doğru yoludur.
Hayatın anlamını bulmak için önce kendimizi tanımamız gerekmektedir.
Bu, kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi anlamayı içerir. Kendi benliğimizi keşfetmek için, yaratıcımız olan Allah’ı tanımamız gerekir. Bu da, O’nun vahyini okumak, anlamak ve yaşamak anlamına gelir. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in hayatı, sözleri ve davranışları, bu yolculukta bize rehberlik eden kılavuzlardır. Ben neden varım gibi basit bir sorunun bile cevabında alem dürülmüş olduğunun tefekkürüne varmak bir Müslümanın hayat felsefesi olmalıdır.
Hayatın kalitesini ve mutluluğunu ölçmek, anlamını bulmaya giden yolda önemli bir adımdır. Bu, sahip olduğumuz değerleri, ihtiyaçlarımızı ve inançlarımızı anlamayı içerir. Allah’ın verdiği nimetleri hatırlamak ve O’na şükretmek, bu sürecin önemli bir parçasıdır. Ancak şükretmek, sadece sözlü ifadelerle değil, aynı zamanda Allah’ın rızasını kazanmak için yaşamımızı O’nun yolunda düzenlemekle gerçekleşir. Epistemolojik yargıyla açıklanmaya çalışan alemin, belli kural ve formüllere sıkıştırılmaya çalışılması, insanlığın ne denli buhran içinde kaldığının aşikâr göstergesidir.
Hayatın sonunu ve sonrasını düşünmek de unutulmamalıdır. Ölüm, ahiret, cennet ve cehennem düşünceleri, hayatın anlamını derinleştiren konular arasında yer alır. Hesap verme bilinci, insan eylemlerinin sonuçlarına dikkat etmeyi teşvik eder. İyilik yapmanın sevabı ve kötülük yapmanın cezası gibi kavramlar, ahlaki bir değer sistemi üzerine düşünmeyi gerektirir. Madde de manayı görmek, cüzden bütüne ulaşmak, mikro yapıdan makro yapıya ulaşabilmek sadece tefekkürle mümkünüdür. Var olan hayatımızın ölümle sonlanmayacağını anlayabilmek kartezyen bakışla ne açıklaması mümkündür nede formüllenmesi kabildir.
Sonuç olarak, hayatın anlamını aramak, tefekkürün ışığında içsel bir yolculuk gerektirir. Bu yolculuk, hayatımıza anlam katmanın, değer katmanın ve hikmetle dolu bir yaşam sürmenin yolu olarak görülmelidir. İçsel bir keşif yolculuğu olarak hayatın anlamını aramak, insanın en temel ve evrensel sorularını ele almada dini ve felsefi bir yaklaşım sunar. Bu yolculuk, insanların kendilerini, çevrelerini ve evreni daha derinlemesine anlamalarına yardımcı olur ve hayatın anlamını arayışlarını aydınlatır. İşte bu nedenle, tefekkürün ışığında hayatın anlamını aramak, insanlık için her zaman önemli bir görev olmuş ve olmaya devam edecektir. Baktığın da tefekkürle bakarsan gördüğünden fazlasını ve ötesini görerek yaşarsın.
İlgili