YÖNETİCİ VE LİDER
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn YÖNETİCİ VE LİDER ARASINDA Kİ FARK Yönetim, bir işi çekip çevirmek, idare etmek sanatıdır. İnsanın var olduğu günden […]
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn YÖNETİCİ VE LİDER ARASINDA Kİ FARK Yönetim, bir işi çekip çevirmek, idare etmek sanatıdır. İnsanın var olduğu günden […]
Yönetim, bir işi çekip çevirmek, idare etmek
sanatıdır. İnsanın var olduğu
günden beri, sosyal ve ekonomik muhtevası ile en küçük toplum olan ailenin
yönetiminden tutun da bütün toplulukların çekip çevrilmesi işlerinin düzenli
şekilde ve istenen amaca ulaşacak biçimde yapılması, idare edilmesi
olagelmiştir. Özetlenecek olursa, sorumluluk alanındaki insanları amaca
ulaştırmakla ve sonuçta grubu ile mutluluğu paylaşan, yeni görevlere her an
hazır bulunduran, idare eden kişi yöneten, yönetici olarak adlandırılır.
Yönetenin yönettiği kişilere ise yönetilen denilmektedir.
Yönetim en eski bilimdir. Tarih boyunca insanlar
ya yönetmiş, yahut da yönetilmiştir. Yönetim bilim olmadan önce insanlar
sağduyuları ile bu işi yürütmüşler. Medeniyet geliştikçe bu alandaki yeni
teoriler ve kurallar, yönetim bilimi konularına girmiştir.
Yönetim, özellikle I. Dünya savaşından sonra,
kaynakların azalmaya başlaması ve ihtiyaçların hızla artması sonucunda, daha
çok önem kazanmış, bütün ülkelerde bilimsel ve profesyonel yönetim anlayışı ve
uygulaması yaygınlaşmıştır. Bu
nedenledir ki, çağımızda yönetim, bütün kaynakları ve imkanları en iyi biçimde
kullanma bilimi ve sanatı olarak tanımlanmıştır. Ancak, en yaygın olan tanıma
göre “Yönetim, grup gayretiyle işlerin başarılma sanatı ve ilmidir.”
Çağımızda yönetim bir bilim ve sanattır. Çünkü yönetici,
kuruluşta (teşkilatta)
mevcut kaynakları en iyi biçimde kullanma ve insanları etkili ve verimli bir
şekilde çalıştırma görev ve sorumluluğundadır. Bu nedenle, yönetim daha çok,
insan yönetme sanatı ve bilimidir.
Çağdaş yönetim, bir bilim ve sanattır. Nitekim, resim ve müzik de, bilim olduğu
kadar bir sanattır. Her müzisyen müzik bilgisine, her ressam resim bilgisine
sahiptir. Müzisyen sesleri, ressam renkleri belirli bir amaç için birleştirir
ve âhenkleştirir. Yönetici de, yönetim bilgisine sahip olup, belirli bir amaç
için çalışanların gayretlerini birleştirir ve âhenkleştirir. Sanatta, renkler
ve sesler aynı olduğu halde, uygulamada farklıdır ve sonuçlar da farklı
olmaktadır.
Yönetim ilkeleri de bilimsel ve evrensel olduğu
halde ve hatta insanlar (çalışanlar), kaynaklar, imkânlar ve şartlar aynı
olduğu halde, yöneticinin bilgi, beceri ve deneyimi sonucu, yönetim sonuçları
da farklı olmaktadır. Bunun
nedeni ise, yöneticinin uyguladığı yönetim yöntemlerinin farklı olmasıdır.
Nitekim, aynı kurumdaki her birimin yöneticisi dahi birbirinden farklıdır.
Zira, iki yöneticinin tamamen aynı biçimde
yönettiği hiçbir yerde görülmemiştir. Çünkü, dünyada ne kadar yönetici varsa o kadar yönetim ve yöneticilik tarzı
da vardır. Her insanın kişilik yapısı ve davranış tarzı farklı olduğu için, her
yöneticinin yönetim biçimi de farklı olmaktadır. Bu nedenle sonuçta, uygulanan
yönetim tarzına göre başarı yada başarısızlık söz konusu olmaktadır.
– Uygun şartlar altında çalışarak doğal ve sağlıklı bir ortam hazırlar;
– Kendi kendini kontrol eder;
– Çalışanları buluş yapmaya teşvik eder;
– İnsanlara itimat edebilir;
– Çalışanlara işin yapımında neyin, ne zaman ve niçin olacağını söyler;
– İşin yapılmasını güvence altına almak için, çeşitli kontrol yöntemlerini
geliştirir;
– Sorumluluğu delege eder;
-Çalışanlara kendi performans hedeflerini belirtir ve değerlendirme yapmaya
müsaade eder;
– Çalışanların yaratıcılıklarını kullanmada imkanları harekete geçirir;
– İşleriyle ilgili konularda astlarını karar verme sürecine katar;
– İşi etkin bir şekilde planlayıp organize eder;
– Başarıyı işe harcanan zamanla değil eldeki sonuçlarla değerlendirir;
– Çalışanlarına saygınlık sağlama açısından gerekli motivasyonu yaparak
onların kendilerini kanıtlamaları için gerekli ortamı sağlar.
– İnsanlarla çalışmayı sevmez;
– İnsanlara sorumluluk vermekten kaçar;
– Motivasyonu, ödediğiniz paraya bağlıdır;
– Sıkı kontrol ve yakın nezarete ihtiyacı vardır;
– Eğer işi yapmayanlar olursa, onları cezalandırma ve işlerine son verme
ile tehdit eder;
– Çalışanlara yeteneksiz olduklarını ima eder;
– Çalışanlarla iyi iletişim kuramaz;
– “Hadi başlayalım.” demez;
– Zamanı iyi kullanamaz;
– Çalışanlar arasında iş dağılımını planlı ve dengeli olarak yapamaz;
– Başarıyı alınan sonuca göre değil, harcanan zamana göre değerlendirir;
– İşletmelerde bilgi akışını yeteri derecede yapamaz;
– Kararsızdır ve daima işi geciktirir;
– Aynı anda birçok işle birden meşgul olur;
– İşleri bürokratik engele uğratır, kırtasiyecilik başlıca uğraşısıdır.
Yönetici ve lider arasındaki en önemli fark, YETKİ
kullanımında ortaya çıkar. Yönetici,
kurumun belirlediği ve kendisine verdiği RESMİ ( Formal ) YETKİLERİ kullanarak
elemanları çalıştırırlar. Oysa lider, kişisel özelliklerine dayanarak
elemanlarını etkilerler. Bir anlamda liderlik, insanları peşinden götürebilme
SANATIDIR
İnsanları peşinde götürebilme ve onlardan
yapmalarını istediği şeyleri kendi İSTEKLERİ ve İŞBİRLİĞİ ile yaptırabilme SANATIDIR.
Kişileri sınıflandırma,
özendirme, esin verme ve AMAÇ-HEDEF belirleme YETENEĞİ ve BECERİSİDİR.
İyi bir yönetici iyi bir lider, iyi bir lider iyi
bir yönetici olmayabilir. Ama
iyi liderlik ve iyi yöneticiliği, yani ikisini bir arada bulundurabilenler daha
başarılı olurlar.
Sadece kuralları takip edenler pasif
yöneticilerdir; ilkeli hareket edebilen, içinde bulundukları şartlara boyun
eğmeyenler aktif yönetici ve giderek “lider” yönetici olurlar. Waren Bennis, bu iki tip arasındaki
farkları şöyle tesbit ediyor:
YÖNETİCİ LİDER
*Sistem ve Yapıya Odaklaşır |
*İnsana Odaklaşır |
|
|
*Kısa Vadeli Düţünür |
*Uzun Vadeli Düţünür |
|
*”Nasıl” ve Ne Zaman” Sorusunu Sorar |
*”Ne” ve “Niçin” Sorusunu Sorar |
|
*Kar-Zararı Düşünür |
*Ufuğu Vardır |
|
*Tasarlar, Örgütler ve Denetler; Dikkatlerini Kural ve Prosedürler |
*İstikamet Verir, Kabiliyetleri Harekete Geçirir ve Stratejileri Uygular |
|
*İdare Eder |
*Yenilik Yapar |
|
*Planlar ve Bütçeler |
*Amaç ve Yön |
|
*İŞLERI Doğru Yapar |
*DOĞRU İşler Yapar |
Liderlikle ilgili geliştirilen ilk yaklaşımlardan
biri “Özellikler Yaklaşımı” dır.
Bu yaklaşıma göre, liderin
etkinliği büyük ölçüde sahip olduğu özelliklere bağlıdır. Lider fiziki ve
kişilik özellikleri itibariyle izleyicilerinden farklıdır. Üzerinde en çok
durulan özellikler şunlardır:
-Güzel ahlak
-Olgunluk
-Başkalarına güven verme
-Kendine güven duyma
-Güzel konuşma
-Özveri ve feragat
-Samimiyet
-Doğruluk
-Zekâ
-Bilgi
-Kişiler arası ilişki kurma yeteneği
-İleriyi görebilme
-İnisiyatif sahibi olma
-Hissi olgunluk
-Kararlılık
-Açık sözlülük
-Dürüstlük
Lider yönetici
yetişirken, bu özelliklere yönettiği insanlardan daha fazla sahip olur.
Liderlik tek tipte ve özellikte değildir. İnsanlar, özellikleri
bakımından nasıl farklı iseler, liderlerinde görevleri yerine getirmedeki
farklı davranışları, onları tiplendirmeye sebep olmaktadır.
Toplumun yapısı lideri şekillendirdiği gibi,
liderlerin de çoğu zaman toplum yapısını şekillendirdiklerini görmek mümkündür.
Peygamberler, Allah (C.C)’ın yer yüzündeki
PEYGAMBERİDİR. Bozulan, yoldan çıkan insanlara doğruyu
gösteren, insanlarla, insanlar arasındaki ilişkileri, toplum hayatını
düzenleyen seçilmiş kişilerdir. Allah, emirlerini peygamberler vasıtasıyla insanlara
iletir. Takipçileri tarafından peygamberler tartışılmaz. İnsanlar inandıktan
sonra, onu takip ve taklit ederler.
Eski Türklerde hakan, Tanrı’nın yer yüzündeki
temsilcisidir. Milleti doyuran, giydiren, koruyan
kişidir.
İnsanlar toplum içerisinde yaşayan varlıklardır. Birbirlerine karşı
sorumlulukları olduğu gibi, diğer toplumlarla da ilişkilerinde belli kural ve
sorumluluklara uymaları gerekir. Çağımızda lider ve liderlik anlayışı,
toplumdan topluma farklılık göstermektedir. Doğudaki lider tipi ile, Batıdaki
lider tipleri arasında farklılıklar vardır. Değişik kültürler ve değişik
çağlar, değişik liderler ortaya çıkarmıştır.
Alman bilim
adamı Max Waber en önemli tip ayırımını yapan kişi olarak bilinmektedir. Ona
göre lider tiplerini şöyle sıralamaya tabi tutabiliriz.
* Karizmatik lider
* Demokratik lider
* Otoriter lider
Kitleler karşısında olağanüstü saygınlığı ve etkileme gücü bulanan
yönetici. Lider olarak kendisini aşan ama kendinde bulunan bir kutsallığı
canlandıran bir kimsedir.
Üyeler üzerinde otorite kurmada çaba sarf etmez. Grup üyelerini destekler.
Birtakım kişisel özelliklere sahip olması grup amacını üstün tutması sevgi,
saygı ve güven kazandırır. Demokratik lider teklif ve önerilerde bulunur.
Astlarıyla probleme çözüm arar, onların işbirliğini kazanır.
Yönetimindeki kişilere güveni azdır. Disiplin ve otoriteye uyulmasına,
statü, kuvvet ve sembollere önem verir. Lider vazgeçilmez bir unsurdur. Grup
üyeleri lider aracılığı ile ilişki kurar. Liderin yönetimindeki bireylerin
doyumu bakımından en uygun liderlik demokratik liderliktir. Ancak olaylara göre
diğer liderlik şekillerinin uygulandığı haller olabilir.
Türk Milleti tarihi boyunca çok değerli devlet
adamları yetiştirmiştir. Her ne kadar Milli Eğitim mensuplarının bir kısmının
yöneticiliğin okulu olmaz dedikleri duyulmuşsa da vasıflı yönetim elemanı
yöneticileri yetiştirme zarureti vardır. Günümüzün karmaşık problemleri içinde
bocalamayan, hızla gelişen toplumun iletişim araçlarının ortaya çıkardığı yeni
çatışma kaynakları içinde dengeyi kurabilen ve örgütü amaca yöneltebilen
kişileri gerekli bilgilerle teçhiz etmek ve bu alanda başarılı olabilecek
elemanları seçmek ve desteklemek kaçınılmazdır. Özellikle çok sayıda
öğrencilerin, öğretmenlerin bulunduğu okul yönetimlerinde bu husus daha çok
önem kazanmaktadır
Bir teşkilatın; etkin, başarılı ve mükemmel
olması, o teşkilatı yöneten kişinin gayret ve kudretine bağlıdır. ROMA küçük bir köy halinden, büyük bir
Dünya imparatorluğunun merkezi haline gelinceye kadar geçirdiği gelişim devresi
boyunca bir ciddi tehlike geçirmiştir. O da Roma’nın rakibi olan
Kartacalıların, kudretinden değil, üstün yetenekli General Anibal’in şahsi
kudretinden gelmiştir diyen tarihçi LITIUS başarılı yöneticinin neler
yapabileceğini belirtiyor.
Teşkilatlanmış bir insan grubunun, bir takım
amaçlarla belli işleri gerçekleştirme çabası gösterdiği her yerde, yönetim söz
konusudur. Amaçlanan işlerin
yerine getirilmesi için; grubunu teşkilatlandıran, emirler veren, grup
çalışmalarını aynı amaca yöneltip koordine eden, denetleyen ve kısaca
sorumluluğu üstlenip YÖNETEN veya YÖNETENLER, elbette yönetimleri altındaki
diğer bireylere oranla değişik üstün özelliklere sahip olmak durumundadırlar.
Yönetimde ROL beklenilen davranışlar biçimi olarak
tanımlanır. Yönetimle ilgili
çalışmaların büyük bir bölümü özellikle yöneticilerin rollerine ayrılmıştır.
Çünkü yönetim, hiyerarşik bir yapı içinde ast-üst rollerinden oluşan bir
sistemdir. Bu nedenle her kademede, yöneticilerin ast ve üst olarak farklı
rolleri vardır. Üst; astlarının tekliflerini red veya kabul etmek, astlarından
itaat, saygı ve sadakat beklemek, kuruluşunu ya da birimini üstlerine,
astlarına ve dışa (diğer kişi ve kuruluşlara) karşı temsil etmek, birimler ya
da kurumlararası yazılı ve sözlü haberleşmeyi temin etmek HAKLARINA SAHİPTİR.
Ayrıca üst (yönetici), kuruluşun amaç ve politikalarını belirlemek, görevlerini
(personelini) seçmek ve tayin etmek, sorunları, çatışma ve anlaşmazlıkları
çözümlemek ve karar vermek gibi fonksiyonel hak ve yetkilere de sahiptir.
Yönetimde astların rolleri ise, bu hakların karşılığı olan GÖREVLERDEN meydana
gelmektedir.
Tipik olarak, yönetimde bir yöneticinin rolü,
birçok bakımlardan bir orkestra şefinin rolüne benzer. Orkestra şefi, bir enstrüman çalmaz ama,
orkestranın en önemli üyesi ve yöneticidir. Aynı şekilde yönetici de birçok
durumda, mal veya hizmet üretiminde doğrudan bir iş yapmaz ama, diğerlerinin
(astlarının) işlerini planlamak, işbölümü yapmak, haberleşmeyi sağlamak,
gerekli emir ve direktifleri vermek, uygulamayı kontrol etmek, sorunları
çözümlemek, koordine etmek, aksaklıkları gidermek ve yeniden düzenlemek
zorundadır. Bir orkestra şefinin herhangi bir müzik aletini çalan bir uzman
olması gerekmediği gibi, yöneticinin de teknik bir işte uzman olması gerekmez. Sadece Yönetici olması gerekir. Zira, bir yöneticinin en önemli rolü
“İş yaptırmak” tır.
Kuruluşlarda (örgütlerde) yöneticilerin üst ve ast olarak
kendilerinden beklenilen birçok rolleri vardır.
Çağdaş yönetici
sadece hiyerarşik bir amir değil, yatay ve düşey bir ilişkiler ağı içinde iş
gören ve dış çevreyle sürekli ilişki halinde olan bir kişidir.
Yöneticilerin,
özellikle bir üst olarak ortaya çıkan belirgin rolleri şunlardır;
a) Temsilci: Yönetici,
toplantılarda, törenlerde ve dış ilişkilerde daima kuruluşunu temsil eder.
Çünkü yönetici, teşkilatın canlı sembolüdür. Bu sıfatla, imza atar, toplantı ve
törenlere katılır ve protokolde yer alır.
b) Önder: Önderlik,
astları yöneltme, yönlendirme ve onlara öncülük ve rehberlik etmedir. Yönetici,
astların önderi ve rehberidir.
c) Aracı (Temas Kurucu): Yönetici
kuruluşun dış bağlantısını sağlayan ve dışla temas kuran ve anlaşmalar yapan
kişidir.
d) Bilgi Toplayıcı ve Dağıtıcı: Yönetici, yönettiği ortamla ilgili bilgileri toplar ve bilgileri
değerlendirerek üstlerine ve astlarına aktarır. Bilgi dağıtır.
e) Girişimci: Yönetici,
hizmet ve faaliyetleri geliştirmek için sürekli girişimlerde bulunur, yenilikler
ve düzenlemeler yapar.
f) Sözcü: Yönetici, kurum
içi bilgileri, hizmet ve faaliyet sonuçlarını dışa açıklar. Teşkilat adına
konuşur ve mesaj verir.
g) Kaynak Dağıtıcı: Yönetici,
para, malzeme, eleman, zaman gibi kaynakları tahsis eder. Kimin hangi işi yapacağına,
hangi kaynakları ne kadar kullanacağına karar verir. Bütçeyi yapar ve
ödenekleri dağıtır.
h) Sorun Çözücü: Yönetici,
beklenmedik değişiklikleri ve çelişkileri, ortaya çıkan problemleri,
çatışmaları ve anlaşmazlıkları çözümleyen kişidir.
i) Yürütücü: Yönetici,
başkaları tarafından başlatılan işlerin yürütülmesini sağlar. Örneğin yönetici
astların, aynı düzeydeki iş arkadaşlarının ya da vatandaşların isteklerini
yerine getirir. Bu istekler bir konuyu araştırma, izleme, bilgi verme veya
birine iyilik yapma da olabilir.
Yöneticilerin Ast Olarak Rolleri
Yöneticiler de aynı zamanda bir asttır. Özellikle orta ve alt kademe
yöneticilerinin bir ast olarak farklı rolleri vardır. Ast olarak yöneticilerin
eylemin (işin) yöneldiği kişi ve yönetici adına eylem isteğini (işi) başlatan
kişi olarak çeşitli rolleri vardır.
a) Uygulayıcı: Üst yönetici tarafından kendisine, işin
gerekleri ve sorumlulukları konusunda talimat verilir. Talimat rehberlik, öneri, istek ya da emir
biçiminde de olabilir. Talimatlar, astların yapması veya yapmaması gereken
şeyleri kapsar, bazen de, birşeyin nasıl yapılması gerektiğini açıklar.
b) Ekip Elemanı: Asta yöneticiden olumlu ya da olumsuz
tepki gelir. Astın çalışması yönlendirilir, değerlendirilir ve eleştirilir.
Yönetici, verimi artırmak için önerilerde bulunur. Astın, eleştirileri
kabullenmesi, verimi artırmaya çalışması gerekir.
c) İletişim Halkası: Ast, bilgileri yazılı ve sözlü olarak
teşkilat içinde çalışan diğer kişilere düşey ve yatay olarak iletir. Ast ve
orta kademelerde yer alan ast yöneticiler genellikle, yukardan aşağıya ve
aşağıdan yukarıya doğru işleyen iletişimin bir dişlisi olma rolünü üstlenir.
Daha alt düzeydeki elemanların isteklerini, beklentilerini, fikir ve
önerilerini daha üst düzeylere intikal ettirirler.
d) Eleman Temsilcisi: Emrinde eleman çalıştıran bir ast
yönetici, bu elemanları (astları) yönetimin üst düzeylerine karşı temsil eder.
e) Başlatıcı ve Soruşturucu:
Ast, yöneticisinden eylem
isteğinde bulunur. Bu istek, yeni bir yöntem benimsemek olabileceği gibi, var
olan bir durumu soruşturmakla da ilgili olabilir. Burada ana fikir , astın
yöneticisine birşey yaptırmak istemesidir.
f) Yardımcı: Ast, üst yöneticinin vermiş olduğu
kararları (emirleri) uygular ve izler. Önemli olayları yöneticisine hatırlatır.
Yöneticinin tepki ve önerilerini, ya kendi kararlarıyla ya da yöneticisinin
emriyle astlara aktarır. Bir ast, daima yöneticinin
yardımcısıdır.
g) Kaynak Kullanıcı: Ast,
işin görülmesi için gerekli kaynakları (para, malzeme, araç, gereç, insan, yer
ve zaman) kullanır.
İlk kez 1916 yılında, ünlü bir Fransız sanayi yöneticisi olan Henri
FAYOL, yönetimin ve yöneticilerin temel fonksiyonlarını, PLANLAMA, ÖRGÜTLEME,
YÖNELTME, KOORDİNASYON ve DENETLEME olarak belirlemiştir. Ancak, daha sonraki
yıllarda bazı yönetim bilimciler de , amaç ve politika belirleme, haberleşme,
teşvik ve güdüleme, kaynakları sağlama ve düzenleme, yönetimi geliştirme, karar
verme, önderlik etme, personeli yönetme, kadrolaşma, bütçe ve mali işler, halkla
ilişkiler, dış ilişkiler, yetki devri ve temsil fonksiyonlarını eklemiştir.
Ancak, günümüzde yöneticinin en önemli ve etkili fonksiyonları
(işlevleri), amaçları tanımlamak, ortak çabaları sağlamak ve etkili bir
iletişim sistemi kurmaktır. Şunu da hemen belirtmek gerekir ki, tanımlanan
amaçlar ve belirlenen hedefler, yöneticinin söylediği sözlerden çok, yaptığı
işlerdir. Zira astlar ve bütün çalışanlar yöneticilerin sözlerinden çok
fiillerine önem ve değer verirler.
Yöneticinin Fonksiyonları
Amaçlar : Ulaşmak istediği
amaçları açık bir şekilde belirtir.
Yararlar : Benzer
durumlarda uygulanabilecek kararları izah ve tayini eder.
Programlar : Amaçlarına
ulaşmak için takip edeceği kademeleri kararlaştırır.
Çalışma Programı : İşin
tamamlanması için gerekli zamanı tayin eder.
İşlemler : İşin
yapılmasında kullanılacak metotları standardize eder.
Bütçe : Programları
uygulamak ve amaçlara ulaşmak için gerekli kaynakları tahsis eder.
Karar Verir : Ekibinin iki
veya ikiden fazla mensubuna uygulanacak kararlar verir.
Haberleşmeyi Sağlar : Kendisi
ile etrafındakiler arasında anlaşmayı sağlar.
Teşvik Eder : Faaliyete
geçmeleri için etrafındakilere ilham ve cesaret verir.
Çevresindeki Kimseleri Geliştirir : Mahiyetindeki davranış, bilgi ve maharetlerini geliştirir.
Kontrol Eder : Neticeleri değerlendirir ve tanzim eder.
Performans Standartlarını
Geliştirir : Mahiyetindekilere
yol göstermek için geliştirmiş olduğu planlara göre yapılan icraatı
değerlendirmek amacıyla ölçüler tesis eder.
Raporlar : Neticeleri kaydeder ve ölçer.
Neticeleri Değerlendirir : Yapılan işi standartlarla karşılaştırarak
başarıyı değerlendirir.
Düzeltmeler : Düzeltilmesi gereken hususları ele alarak
neticeleri geliştirir.
Yönetici, yönetimden sorumlu olduğu teşkilatın
amaçlarını gerçekleştirirken daima mesleki (teknik) idari, mali ve hukuki
görevleri yerine getirir ve bu sırada yetkiler kullanır ve bunun sonucunda da
belli bir üst kişiye (amire) karşı sorumlu olur. Bu sebeple her yöneticinin,
kurumsal görev, yetki ve sorumluluklarıyla birlikte, ortak nitelikte yönetimsel
görevleri, yetkileri ve sorumlulukları vardır.
Yönetimde, yöneticinin sorumluluğunun sadece
görevleri ve yetkileri açısından ele alınması yetersizdir. Aslında, yöneticinin sorumluluğu, amaçlara
ve hedeflere yönelik bir yönetim ortamında değerlendirilmelidir. Zira yönetici,
teşkilatın amaçlarını gerçekleştirmekle yükümlü kişidir. Yönetici bu
hizmetleri, kendi seçtiği ve tatbik ettiği değişik yöntemlere ve sistemlere
göre yürütmektedir. Fakat, sonuçta hedeflenen amaç gerçekleştirilememiş ise,
üretilen mal ve hizmetin niteliğinde öngörülen gelişme sağlanamamış ise,
yönetici başarılı olamamış demektir. Bu sonuç, yöneticinin sorumluluğunu
gerektirir.
Zira, modern yönetimde, verimlilik açısından,
önceden belirlenen hedeflerle, gerçekleştirilen sonuçlar arasındaki olumsuz
fark, yöneticinin sorumluluk derecesini oluşturur.
Ayrıca, her yönetici, görevlerinden ve
yetkilerinden dolayı sorumludur. Böylece, yönetimde Görev + Yetki + Sorumluluk bir bütündür.
Yönetimde yöneticilerin sorumlulukları şunlardır
a) Görevlere ilişkin
sorumluluk : Teşkilatta
belli zaman süreleri içinde belirlenmiş hedeflere sayısal ve niteliksel
bakımlardan ulaşılamamanın derecesi, sorumluluğun derecesini gösterir. Ancak,
her zaman, her olumsuz sonuçta, yönetici sorumlu tutulamaz. Zira görev veya
işin gerçekleşmesini engelleyen dış faktörler de olabilir.
b) Yetkilere iletkin
sorumluluk : Görevler ile
onların yerine getirilmesi için kullanılan yaptırma gücü, et ve tırnak gibi birbirine
bağlı iki unsurdur.
Sorumluluğu doğuran bir başka neden de, yöneticiye
verilen yetkiler ve bunların kullanımı ile ilgilidir. Yetkilerin tam olarak
kullanılması (eksik ya da fazla kullanılması) zamanında ve yerinde
kullanılmaması, zamansız ve yersiz kullanılması istenmeyen sonuç ve durumlara
neden olur. Bu gibi durumlar da yöneticiliğin sorumluluğunu gerektirir.
Sonuç olarak yöneticiler, kendilerine verilen görevlerin yapılmasından veya
yapılmamasından ve yetkilerin kullanılmasından veya kullanılmamasından
üstlerine (amirlerine) karşı sorumludurlar. Ancak, unutmamak gerekir ki
sorumluluk almayan yöneticiler hiçbir zaman yetki kullanamazlar.
1.Kurumun ihtiyaçlarını tam olarak karşılamak.
2.Kurum ile bireyleri arasında sağlıklı ilişkiler kurmak.
3.Öğretmen, personel ve öğrenci uyum problemlerini çözmek.
4.Personel ve öğretmenin mesleki gelişmelerine yardımcı olmak.
5.Demokratik yönetimi geliştirmek.
6.Personel sorunlarıyla ilgilenmek, olumlu çalışmalarına ilgi göstermek.
7.Kurumunu ve çevresini geliştirmek.
8.Eğitim ihtiyaçlarını tam ve doğru olarak belirlemek.
9.Çevresindeki diğer yöneticilerle işbirliği yapmak.
10.Eğitim çalışmalarında çevrenin desteğini sağlamak.
11.Diğer eğitim kurumlarının çalışmalarını izleyip değerlendirmek.
12.Eğitim programlarının hazırlanmasında katkıda bulunmak, uygulanmasını
sağlamak.
13.Program ve amaçlara uygun görevlendirme ve iţ bölümü yapmak.
14.Yönetim süreçlerinden etkili biçimde yararlanmak (planlama, örgütleme,
organizasyon, emir verme, komuta etme, koordinasyon, denetleme.)
15.Milli Eğitim politikamıza uygun çalışmalara girmek.
16.Eğitim kurullarında yürütücü olduğu kadar, danışman olarak da hizmet
etmek.
17.Kurum ve okulda, herkes için doyurucu ve sıcak bir ortam hazırlamak.
18.Sağlıklı karar vermek.
19.Hak ve adalet
ilkesine titizlikle uymak.
20. Kurumunda,
dayanışmayı ve güven duygusunu artırmak.
21. Planlama ve
uygulamada birey ve grup sorumluluğunu geliştirmek.
22. Okul ve
kurum sorunlarını, üyelere zarar vermeden çözmek vb. şeklinde sıralanabilir.
Eğitim yöneticisi ve diğer yöneticilerle ilgili
alanlarda, üniversitelerimizde yeni bölümler açılmış, gerek ülkemiz içinde
gerek ülkemiz dışında yetiştirilmiş elemanlarımız mevcuttur.
Bununla birlikte günümüzde eğitim yönetimi ve
yönetici yetiştirme, önceden hazırlama alanında herhangi bir eğitim kurumu
mevcut olmamakla birlikte, bildiğiniz gibi genelde öğretmen olarak işe başlayan
eğitimcilerimiz arasından, hizmet sırasında başarı gösterenlerin bu görevlere
getirildiği daha sonra da iş sırasında, amatörlükten profesyonelliğe doğru,
yaparak-yaşayarak yetiştirildiği, hizmet içi eğitim imkanlarından
yararlanılarak bilgi ve becerileri oranında yeni tecrübelere ulaştığı, hizmette
başarısının bu tecrübesi ile orantılı olduğu bilinmektedir. O halde her kurum yöneticisi, başarıya ulaşmak için, profesyonel
yöneticiliğe geçişi süratle tamamlamalıdır.
Yönetici;
-Alanı ile
ilgili mevzuatı ve kaynakları takip eder, fihrist tutar.
-Gelişen
teknolojiyi takip eder,
-Hizmet içi
faaliyetlerine katılır,
-İşletme ve
sanayiden bilgi akışı sağlar,
-Günlük
gazeteleri ve aktüaliteyi takip eder,
-Görgü ve bilgi
artırıcı sosyal faaliyetlere katılır,
-İlmi konferans,
toplantı ve sempozyumları takip eder,
-Sportif
faaliyetler hakkında bilgi edinir,
-Maiyetinde
çalışan kişileri takip eder,
-Yurtiçi ve
yurtdışı geziler yapar, gözlemlerini maiyetine aktarır,
-Bulunduğu
yerleşim merkezlerinde çevre incelemesi yapar, kültürel değerlerini öğrenir ve
çevresindekilere aktarır.
-Yönetici, özel hayatı ile resmi görevini birbirine karıştırmamalıdır.
Yöneticinin özel hayatı yoktur denebilir.
-Yönetici, resmiyete ve gizliliğe son derece riayet etmelidir.
-Yönetici, bu görevde kaldığı sürece öğretmenliğini asla unutmamalıdır.
-Yönetici, kişisel görüş ve yorumlardan kaçınmalı ve peşin hükümlü
olmamalıdır.
-Yönetici, ne zalim ne de gafil olmalıdır.
-Yönetici, tevazu üzerine otoriteyi oturtmalı, bilgi, tecrübe ve olumlu
davranışlarla görevini sürdürmelidir.
-Yönetici, görev yetki ve sorumluluklarını iyi bilmeli; konuşma ve
uygulamalarını ona göre ayarlamalıdır.
-Yönetici, hizmet verdiği toplumu iyi tanımış olmalıdır.
-Yönetici, aile düzenini kurup, aile bütçesine göre gelir ve giderlerini
ayarlamalıdır.
-Yönetici, sağlıklı olmalıdır. Sağlıklı olması için de bütün tedbirleri
almalıdır.
-Yönetici, tasarrufa riayet etmelidir. Ancak tasarrufun, isabetli kullanma
olduğunu da hatırdan çıkarmamalıdır.
-Yönetici, hitaplarında dikkatli olmalı; muhataplarına evladım, canım,
üstadım gibi ifadeler kullanmamalıdır.
-Yönetici, sürekli verici durumundadır. Kısa zamanda tükenmemeli ve belirli
düzeyde görev yapabilmesi için daima kendisini yenilemelidir.
-Yönetici, her an şok tesiri yaratacak olaylara karşı hazır olmalı; olayın
meydana gelmesi halinde itidalini kaybetmemelidir. Fevri davranışlardan
kaçınmalıdır.
-Yönetici, resmi ve mesleki yayınları sürekli izlemeli, kaynak göstermek
suretiyle etrafına rehberlikte bulunmalıdır.
-Yönetici, katıldığı toplantılarda kendisine de söz verileceğini düşünerek
sürekli hazır durumda olmalıdır.
-Yönetici, okul döner sermayesinden veya temrin çalışmalarından imal edilen
işlerden alması halinde mutlaka bedelini ödemelidir.
-Yönetici, ikram kabulünde dikkatli davranmalı ve sınırlı kalmalıdır.
-Yöneticinin yaptığı işlerin tamamı hukuka dayalı olmalıdır. Bununla
birlikte yönetici yaptığı işin psikolojik yönlerini de ihmal etmemelidir.
-Yönetici, çalışmalarında tutarlı bir yol izlemeli, kararsızlıktan
kaçınmalıdır.
-Yönetici, zamanını iyi kullanmalı ve zamanının bir kısmını da düşünmeye
ayırmalıdır.
-Yönetici, amirleri ve arkadaşları nezdinde, kendisini de
değerlendirmelidir.
-Yönetici, birlikte çalıştığı arkadaşları ile iyi bir diyalog içerisine girebilmeli,
adil ve tarafsızlığını koruyabilmeli ve kesinlikle sürtüşmelerden kaçınmalıdır.
-Yönetici, konmuş olan kurallara harfiyen uymalı ve bu konuda kötü örnek
olmaktan kesinlikle kaçınmalıdır.
-Yönetici, değerlendirmeleri kişisel görüşlere değil, belgelere
dayandırmalıdır.
-Yönetici, değerlendirmelerini şartlara ve emsallerine göre yapmalıdır.
-Yönetici, görevini standartlarına göre yapmalıdır.
-Yönetici, imzaladığı yazılarda düzgün bir ifade kullanmalı,
çalışmalarında, sözlük ve imla kılavuzu kullanmayı alışkanlık haline
getirmelidir. Yöneticinin değerini imzaladığı yazılar ortaya koyar.
-Yönetici, eğitimin bir ekonomik faaliyet olduğunu bilmeli ve
değerlendirmelerini ona göre yapmalıdır.
-Yönetici, protokol kurallarına önem vermeli ve kendisini buna göre
hazırlamalıdır.
-Yönetici, mağdur durumda olanlara yardımcı olmayı kendisine şiar
edinmelidir.
-Yönetici, amirlerini randevu ile ziyaret etmeyi alışkanlık haline
getirmelidir.
-Yönetici, mevzuat adamıdır. Yaptığı işleri yazılı kaynaklara dayandırmak
mecburiyetindedir. Bu bakımdan çalışma odasında mevzuatla ilgili iyi bir kaynak
kitaplığı bulundurmalıdır.
-Yönetici, Devletin resmi yayınları (Resmi Gazete, Tebliğler Dergisi gibi)
izlemeli ve bunlardan eksikliklerini zaman kaybetmeden tamamlamalıdır.
-Disiplin amiri olarak, mahiyetinde bulunan personelin ifadesine
başvurulması halinde, yönetici bunun hukuki ve insani yönlerini de ele almalı
ve bir değerlendirmeye tabi tuttuktan sonra, uygulamaya geçmelidir.
-Yönetici, insanları ve mesleğini sevmelidir.
-Yönetici, sorumluluklarda önde, menfaatlerde arkada yer almalıdır.
-Yönetici, geleceğin şartlarını da düşünmeli ve çalışmalarında dikkate
almalıdır.
-Yönetici, toleranslı olmalıdır.
-Yönetici, uzmanlık alanında yeterli, mevzuatı bilen ve geniş bir kültüre
sahip olmalıdır.
-Yönetici, aktüaliteyi takip etmeli, genel kültürünü geliştirmeli ve
şükretmesini bilmelidir.
-Yönetici, azim ve irade sahibi olmalıdır.
-Yönetici, oto-kontrol niteliğini kazanmış olmalıdır.
-Yönetici, gerçek ile hayali konuları birbirlerine karıştırmamalıdır.
Dalkavukçu yaklaşımlara asla taviz vermemelidir.
-Yönetici, problem çözümünde olumlu davranmalı ve problem çözüm yollarını
bilmelidir.
-Yönetici, birlikte çalışmaya önem vermelidir.
-Yönetici, birlikte çalıştığı insanlara güven vermeli ve onlara
güvenmelidir.
-Yönetici, kurumda göreve yeni başlayanlara yardımcı olmalı, onların işe ve
çevreye intibaklarını sağlamaları için çaba göstermelidir.
-Yönetici, amirlerinin teveccühünü, yetki ve sorumluluklarını idrak
edebilmelidir.
-Yönetici, görev yaptığı kurumdaki çalışmalarla ilgili olarak üst makamlara
bilgi vermelidir.
-Yönetici, halkla ilişkilere önem vermelidir.
-Yönetici, temsil ettiği kurumun maddi ve manevi varlığının hissedilir
duruma getirilmesine ve müesseseleştirilmesine çalışmalıdır.
-Yönetici, okul-mezunlar ilişkisini izlemeli ve bunun devamını
sağlamalıdır.
-Yönetici, çalışmalarını günlük tutarak yürütmelidir.
-Yönetici, çalıştığı kurumda, çalışmaların arşivlenmesine, tarihçe
tutulmasına özen göstermelidir.
-Yönetici, sabotajlara ve yangına karşı gerekli tedbirleri almalı ve
personeli de bu konuda yetiştirmelidir.
-Yönetici, kurumda moral eğitimine önem vermelidir.
-Yönetici, yardımcılarını her şeye evet diyenlerden değil, kişilik sahibi,
haysiyetli, gerektiğinde kendisini de ikaz edebilecek kimselerden seçmelidir.
-Yönetici, kıskanç olmamalı, yerine eleman yetiştirmelidir.